restoran tavsiyeleri

Cuma

Floransa... Öğle yemeği vakti...


Floransa'ya daha önce ayak basmak kısmet olmamış; üstelik bu sefer de vaktiniz kısıtlı. Roma kökenli bir gidiş/dönüş tren biletiniz var cebinizde sadece , bir de onlarca restoran adresi . Garından sokaklarına salıverdiğinizde kendinizi bu tarih kokan şehirde , ilk hedefiniz Duomo elbette; ama aç karnına da olmaz ki.

Çok sıcak yaz günlerine denk geldiğinden midir, özene bezene listelediklerinizin tembelliğinden midir bilinmez, anlı şanlı restoranların çoğu öğle yemeği saatlerinde kapalı.

'Ne çıkarsa bahta' misali sokaklarda avarelerken , hatırı sayılır gezi dergilerinden alıntılarla süslü bir cam kapıya göz ilişir . Siyah beyaz fotokopi sayfalarında MARIO , pek methedilmiş. Binanın hemen yamacına iliştirilmiş oturma düzenine kaçak bir bakış atılır ve adeta bir travma yaşanır. Görüntü (aslına sadık kalınarak tarif edilirse), aynen şöyle : Plastik sandalyeler, üzerlerine yığılmış şişko ve paçoz turist kavimi , galonlarca bira tüketilmekte, yemek olarak masalarda pizza ve patates kızartması . Hayal kırıklığı içinde, "ayıp ama" diye sitem etmeye dönülür cam kapının önüne . Meşhur Mario'nun , meğer daracık kapının ardında olduğu ancak o son dikkatli süzüşte anlaşılır .

Foto: tastingmenu.com/restaurants/italy/default.htm#Trattoria_Mario


Pötikare örtü serili kare masalar. Görünürde iskemle yok, masaların altında boş tabureler. Yemek zevkine, sohbet keyfini eklemiş kalabalık oturmuş bile .

Yer gösteren birini göremeyince, boş bir masaya yerleşir gibi yaptınız . Olmaz ! Yan masada boş yer var, garson hanım kızlarımızdan birinden bir uyarı aldınız. Mecburen kalktınız; yüzünüz hafif kızarmış, komşunuzun karşısına kuruldunuz , “kusura bakmayın, buraya oturmamı söylediler” gibi Ingilizce bir kaç geveleme ile. Eski yan komşunuz ,yeni sofra arkadaşınız , tek kelime İngilizce bilmeyen bir inşaat işçisi de olabilir , sizin yeri geldiğinde kemkümlediğiniz dilin ilmini yazmış bir akademisyen de ; İtalya'daysanız, ilk bakışta kesinlikle bilemezsiniz.

Zerafatle masanıza sunumu yapılan bir mönü yok . Sizden önce ve de vakitlice yerini almış müşteri siparişlerinden arda kalan ne yemek var ise , tahtada yazılı. İtalyanca bilmiyorsanız , sofra arkadaşınız ile iyi geçinmenin işte tam sırası .

Toskana usulü bir salata ve Ragu varmış sadece, olsun. Umulanın hayali, bulunanın değerine ulaşamaz , unutmayın. Salata aslında vasat , ama Ragu’nun hamuru da sosu da bölgeye has ve pek özel . Ortam çok hareketli ve neşeli - adeta gurme sınıfı bir esnaf lokantası .

7 euro ödediniz; hem karnınız doydu , hem devrim zamanı ülkelerinden göç ederken, bir vakit Üsküdar’da yaşamış İran’lı ailenin Amerika’da master yapmış ama huzuru Floransa dışında kendi pizza dükkanını açarak bulmuş , damak zevki kuvvetli oğlu ile tanıştınız .


Trattoria Mario , Via Rosina, 2/R, (Piazza Mercato Centrale), Floransa, İtalya. (Tel : +39 -055- 218550)

Foto: İnanmıyorsanız, bir de başkalarını okuyun

http://www.tastingmenu.com/restaurants/italy/default.htm#Trattoria_Mario

yazanNino at 15.12.06 0 yorumlar

Köfteci Mustafa

Karasu'dan dönüşte , "meşhur ıslama köfteci nerede?" diye sora sora bulmuştuk .
Dayım , hele bir email ortamında göndermeyi öğrensin onun makinesine nasip olan fotoğrafları, söz size de göstereceğim. Şimdilik , yazdıklarımı hayal etmekle yetineceksiniz .

Ve resimler ... Sonunda geldiler

Doğum yılı : 1912 .
Doğum yeri : Adapazarı .
Derken bir deprem : 1947 .
Dükkanın , yaralarını sarması ve hayata tekrar dönüşü : 1951.

Çerçevesinde "1951" kazılı ayna , 1958 yapımı bir radyo ve Mustafa'nın ismi ve resmi kalmış dükkanda bugüne yadigar. Rivayete göre yeğen uğramakta zaman zaman . Ötesi, 1965 yılından bu yana tezgahın başındaki ustanın marifetinde .

100 kuruşmuş bir porsiyon köfte o vakit . Bugün bile müşteriden alınan sipariş , ızgaranın başındaki ustaya "yüz" "iki yüz" ya da "buçuk"lu hanelerle iletilmekte o yüzden .

Mekan her daim dolu .
Kömür ateşinde pişmiş mercimek çorbası ve kuru fasulye, bakır tencereleri içinde pek davetkar . Ancak, öncelik "ıslama köfte"nin elbet.

Domatesli sos ile ıslanmış, ızgarada bir cızbız'a uğramış bayat ekmek dilimleri ...
Yanında bir kaç domates dilimi ...
Acısından , kısasından ve yeşilinden bir sivri biber ...
Tek lokmalık köfteler , gerçekten de "kuruş" kadar ufak...
Yanında piyaz , olmazsa olmaz .

Islama ekmek : gereğinden bol .
Genel olarak lezzet : yerinde .
Servis : çok dakik .
Güleryüz : temkinli .
Mekan : mutlaka bu hali korunmalı .
Hesap : biraz Istanbul esintili , en usturuplusu bile ortalama 15 ytl/kişi.

Meşhur Köfteci Mustafa
Sakarya Caddesi , No 42 , Adapazarı . Tel : (264) 2779893.
Yolu düşenlere, nostaljik bir tavsiye .


Kasım 2006
yazanNino at 15.12.06 0 yorumlar